OCAK2020 Özlem Yurdakul
Detoks diyetleri
DETOKS DİYETLERİ İLE KENDİMİZİ RESETLEYEBİLİR MİYİZ? Günlük hayatta gittikçe artan koşuşturmalarımız, hızla artan çevresel kirlilik ve vazgeçemediğimiz kötü beslenme alışkanlıklarımız, detoksifikasyonu günlük yaşamımızın önemli bir parçası haline getirmiş durumda. Detoks uygulamaları; işte bu sayılan olumsuzluklardan kurtulmamız için devreye giren, ağır toksin yükü karşısında çaresizleşen karaciğerimize ve savunma sistemimize ciddi destek sağlayan uygulamalardır. Detoks; vücudu daha sağlıklı işler hale getirmek, dışarıdan giren kimyasallardan, vücutta biriken metabolit atıklardan ve zararlı parazit ve bakterilerden arındırmak için ruhsal ve besinsel amaçlı çeşitli diyet yöntemlerini içerir. Beslenme tercihi olarak sıkça önerilen ve bitkisel ağırlıklı olan bu diyetlerin, vücudu toksinlerden arındırmada oldukça etkili olduğu bir gerçek. Hatta bu tarz besinsel diyetleri daha etkili hale getirmek için, detoks süreci boyunca antioksidan içerikli supplementlerden laksatif etkili çaylardan, kokulu, bitkisel detoks mumları ve özel masaj yağlarından faydalanılabilir. Detoks diyetlerini uygulamaya sokmadan önce tetkik etmemiz ve uygunluğuna karar vermemiz çok önemli. Aslında bazı detoks diyetlerindeki başarısızlığın en önemli nedeni; toksin birikimine yol açan bireysel ve çevresel kaynaklı faktörlerin yeterince dikkate alınmaması ve detoks diyetlerinin her bireye standart bir şekilde uygulanmaya çalışılmasıdır. Bu yüzden detoksumuzun hangi toksin çeşidiyle ilgili olduğu toksine maruz kalma süremiz, metabolizmamızın durumu, günlük aktivite yoğunluğumuz ve diyetimizin içeriği, sağlıklı bir detoks süreci için dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardır. Detoks; kötü alışkanlıklarımızdan kurtulmak için önemli bir fırsat olduğuna göre, işe sigara ve alkol bağımlılığı gibi bize en çok zarar verenlerden başlayabiliriz. Beslenmemizdeki yanlışlar kadar, hareketsiz yaşam tarzımız da, toksin denilen zararlı kimyasalların vücudumuzdaki birikimini hızlandırmaktadır. Toksinleri daha az aktif ,hatta tamamen inaktif hale getirmek için oturarak geçirdiğimiz zaman dilimlerini azaltmalı, buna uygun rutin egzersizler oluşturarak, toksinlerin temizlenme sürecini hızlandırmalıyız. Egzersiz planı olarak çok yoğun egzersiz programları yerine, günlük 15 dakikalık çalışmalar yeterli olacaktır. Vücudumuzu yoran uygulamalar; vücutta serbest radikal yükünün artmasına sebep olmakta, bu da vücutta toksin yükünün artışı anlamına geldiği için, bağışıklık sistemimizi olumsuz etkilemektedir. Peki, sağlıklı besinsel detoks diyetinin olmazsa olmazları neler? İyi bir besinsel detoks diyeti, günlük kalori ihtiyacımızı yeterince karşılamalı, ve kalorisel olarak 300,500 gibi yetersiz rakamlara düşmemelidir. Beslenme süreci boyunca ise, eğer kırmızı ve beyaz et tercih etmek istemiyorsak deniz ürünleri, kefir, yumurta, ghee gibi hayvansal protein kaynaklarının yanısıra lifli koyu yeşil yapraklı sebzeler, antioksidan içeriği yüksek antosiyanin, flavonoid ve karatenoid açısından zengin meyveler, kuru baklagillerden ve tabii ki gluten hassasiyetimiz varsa ya da çölyak hastasıysak glutensiz tam tahıllardan gelen karbonhidratlar olmazsa olmazlarımızdan olmalı. Ayrıca zeytinyağı, hindistan cevizi, keten tohumu, avokado, çörek otu, ceviz, üzüm çekirdeği yağı gibi çeşitli faydalı yağlara fazlaca yer vererek obezite, kalp ve damar hastalıkları, diabet, kanser, tiroid bozuklukları ve çeşitli nörodejeneratif rahatsızlıklardan korunmayı daha kolay başarabiliriz. Bitkisel olmasına rağmen vücudun üretemediği için dışarıdan alınması gereken dokuz aminoasit açısından zengin olan soya sütü, kinoa, tofu, tempeh gibi yüksek protein içerikli gıdalar da, detoks diyetini destekleyici alternatifler olarak kullanılabilir. Eğer süre olarak bir haftayı geçen bir diyet uyguluyorsak; yoğun olarak vitamin, mineral ve antioksidan alımına dayalı proteinden uzak bir diyet, vücudumuza faydadan çok zarar getirecektir. Unutulmamalı ki, beslenme koşulları iyi bir şekilde yerine getirilmiş detoks diyeti; bizi resetler, tazeler dinginleştirir. Kısa süreli olup etkili olan detoks diyetleri de yok değil. Son zamanlarda,'juice cleanse' denilen ve üç günlük uygulanan detoks diyetlerine ilgi yoğun bir şekilde artmış durumda. Bu detoks uygulamasında; katı besinlerden uzak durularak genellikle dışarıdan satın alınan lifsiz, soğuk sıkım meyve ve sebze suları gün boyunca tüketilmektedir. Aslında bu uygulamaya, özellikle çalışanlar için detoksifikasyonu kolaylaştıran, bir nevi hazır şişeli detoks uygulaması olarak bakabiliriz. Her detoks diyetinde olduğu gibi bunda da güne limonlu suyla başlanıyor ve programın uygulandığı süre boyunca hayvansal proteinlerden uzak duruluyor .Kısa süreli uygulandığı için herkesin hafta sonu kolaylıkla uygulayabileceği tarz da bir program .’Juice cleanse' diyetinde öğünlerde sadece ‘vitamin shot‘lar diğer bir tabirle ‘fit drink'ler kullanılmakla beraber ,öğün aralarında eğer acıkılırsa kuruyemiş ve/ veya yağsız ,hayvansal protein içermeyen salatalar tüketilebiliyor. Vitamin ve antioksidan deposu olan bu içeceklerde zencefil, hindistancevizi sütü, badem sütü, hindistan cevizi suyu, pancar, nane, tarçın, ıspanak ve aloe vera yaygın olarak kullanılıyor. Hangi detoks diyeti olursa olsun, detoksun başarılı olabilmesi için zamanlama çok önemli. Hasta olmadan önce vücudumuz mutlaka değişik şekillerde sinyaller verir. Özellikle mevsim geçişlerinde bu sinyalleri iyi dinlemek gerekiyor. Obezite sorununuz varsa, zaman zaman kendinizi yorgun , halsiz ve mutsuz hissediyorsanız, kabızlık, aşırı iştah veya iştahsızlık durumu yaşıyorsanız, gaz ve şişkinlik probleminiz varsa detoks için zamanınız gelmiş demektir. Vücudumuzda biriken toksinlerin büyük çoğunluğu ruhsal kaynaklı olup, çok azı kimyasal kaynaklı oluşmaktadır. Geçmişte bedensel arınmanın ilk uygulandığı dönemlere bakıldığında, ruhu terbiye etmek ve kötü ruhlardan arındırmak için bedenin oruç yoluyla terbiye edilmesinin yaygın olarak kullanıldığı görülür. Bu uygulama günümüzde oruç,kısa süreli açlık veya bir veya birkaç öğünü atlama şeklinde tekrar beslenme gündemimize girmiş durumda.Detoksa bütünsel, yani hem bedensel hem ruhsal olarak bakarsak ve her iki taraftan kaynaklanan toksinleri de aynı derecede önemsersek ,doğru sonuca daha kolay ulaşırız.Aslında besinsel diyet dönemleri ,ruhsal detoks için de fırsat yakalayabileceğimiz önemli zaman dilimleri. Peki bu süreçte beslenmemize dikkat etmenin yanısıra ruhsal olarak neler yapabiliriz?Müzik eşliğinde zihnimizi boşaltmak,yeterince uyumak,sevdiğimiz kişilerle olmak,teknolojiden uzak durmak,yoga ve plates gibi sevdiğimiz aktivitelere odaklanmak, kolaylıkla yapabileceğimiz aktiviteler arasında.Ruhsal detoksumuzu destekleyici bazı bedensel uygulamaları da gündemimize almamız, ruhsal arınmamızı daha da hızlandıracaktır. Steril bir hamam ortamı,sauna,masaj,homeopati ,ozon terapi ,akupunktur ve eski geleneksel bir yöntem olan hacamat bu süreçte uygulanabilecek ,ruh ve beden sağlığımız için oldukça dinlendirici ve tedavi edici olan uygulamalardır.Aslında bir bütün olarak bakıldığında detoks diyetleri; detoksif yaşamın habercileridir ve bizi bedensel,zihinsel ve ruhsal anlamda ışıldayan bütünsel bir sağlığa ulaştırır. Beslenmemizde eksik bıraktığımız noktalar, doğru çevresel yaklaşım eksikliği veya yaşamımızdaki stresin kaynakları ile ilgili doğru cevapları bulamamamız,detoksu bir yaşam tarzı haline getirmemizin önündeki ciddi engellerdir.Aslında toksinleri solumadığımız,içmediğimiz ve yemediğimiz daha sağlıklı alkali bir yaşama sahip olabilmek o kadar da zor değil, tam tersine gittikçe kolaylaşıyor. Sağlığımızı her geçen gün daha fazla tehdit eden çevresel kirlilikle ilgili önlem sinyalleri,idarecileri git gide yeni önlemler almaya zorluyor.Toplumdaki tüketici kesimin ‘katkı maddesiz gıda ‘talebindeki gözle görülür artış ise, gıda üreticilerini acilen yeni alternatiflere yöneltmektedir ;buna da ‘temiz etiket’ sloganının başarılı sonuçlarından biri olarak bakabiliriz.Bilimsel bilgi sürekli değişiyor ve gündeme gelen yeni bir veri bir öncekini çürütebiliyor. Aslında bu durum bir karmaşa doğurmuyor,aksine detoksu bir yaşam tarzı haline getirmemizde ve bu konuda daha mükemmel bilgilere ulaşmamız da oldukça destekleyici. Bu noktada bize düşen en önemli görev; biraz gayretle ve yeni bilgiler ışığında, gökkuşağı renklerinden oluşan, toksin savar özellikli ve ORAC değeri yüksek meyve ve sebzeleri, beslenmemizin ana kumandası haline getirebilmek.Şüphesiz detoksumuzu gerçekten bir yaşam tarzı haline getirmek istiyorsak;yoğun stresi,ağır metallerle su , hava ve toprak yoluyla teması ,katkı maddeleri içeren işlenmiş gıdaları ,ızgara besinleri ve gereksiz ilaç kullanımını,yaşantımızdan acilen çıkaracak kararlı adımlara ihtiyacımız var.Aksi takdirde;kötü besinsel ve çevresel tercihlerimizden dolayı ruhumuz ve bedenimiz hızlı bir şekilde kirlenmeye devam edeceğe benziyor, arada bir sıkıştıkça başvurduğumuz detoks uygulamaları ise toksin yükümüzü hafifletemeyebilir,kısacası ruhsal ve bedensel sağlığımız açısından bizi zor günler bekliyor olabilir.